Çarşıya, pazara çıktığımızda envai çeşit meyve ve sebzeler süslü tezgâhlarda bizleri karşılar. Ne güzel yetiştiriyor yetiştirenler değil mi? Gönül rahatlığıyla aldığın o ürünlerin çoğu GDO’lu ürünler arkadaş! Neymiş o? der gibisin. Evet, GDO yani genetiği değiştirilmiş organizmalar. Gen transferi ve müdahalesi birçok amaçlar için yapılmaktadır.
Örneğin organizmanın çürümesini, kurtlanmasını önlemek, fazla ürün almak, amaçlanan vitamin oranlarını artırmak gibi özellikler en başta gelmektedir.
Soya, pirinç, patates, domates, mısır, buğday, kabak, ayçiçeği, yerfıstığı, bazı balık ürünleri, kolza, kavasa, papaya gibi ürünler de gdo’lu ürünler listesine girmiştir. Bu ürünlerin çoğunda öldürücü gen transferi yapıldığından, bu bitkilerin kabuklarını yiyen böcek ve kuşlar ölmektedir. İnsanlar üzerinde gösterdiği yan etkileri alerji, antibiyotiğe dayanıklılık, bebekler de cinsiyet sorunu, kollestrol gibi sorunların akabinde kansere varmaktadır. Geçtiğimiz yüzyıldan günümüze bu hastalıklar ortadan kalkması şöyle dursun neredeyse yüz kat artmıştır.
Canavar gıdalar, Frankeştayn gıdalar olarak ta bilinen genetiği değiştirilmiş ürünlerin görünür etkisine Prof. Sayın ÇIRAKOĞLU şu örneği veriyor. “ Bir dönem Güney Amerika da hormonlu tavuk yiyen dört, beş yaşlarındaki çocuklar ergenliğe erişince kullanımı yasaklanmıştı.” der.Hindistan da GDO’lu pirinç yiyenler de göz körlüğü, Amerika da erken yaşlanma, İngiltere de öğrencilerin hafızalarında unutkanlıklar ve bir diğer kaygı verici konu da Eskişehir Çifteler de Amerikalı şirket fahiş fiyatlarla tarlalar kiralayıp GDO’lu “Terminatör gen” patates ekimini gerçekleştirdiler. İki yıl sonra hiçbir açıklama yapmadan Amerikalı şirket Türkiye’den ayrılır. Çiftçiler o tarlaya ne ektilerse de ürün alamamışlardır. Bu da gösteriyor ki GDO’lar canlıların yanı sıra toprağı da öldürmektedir.
Amerika da GDO’ların tüketimi %75 leri aşmış durumdadır. Ucuz, ekonomik ve çok kârlı olan bu üretim biçimi dünya ya hızla yayılmaktadır.Dünya ekonomisinin %50’si gıdalar üzerine kurulmuştur.Kapitalist dünya düzeninde kâr marjı maksimum doyum hedefidir. Bu nedenle gelecek zamanlar da “Sağlık bahane kâr şahane”sıloganıyla yollarına devam edeceklerdir.Birçok GDO’lu ürün şu an sağlıklı görünmekle beraber ileride ne tip tahribatlar vereceği kestirilememektedir.
GDO’larla en kapsamlı mücadeleyi AB yapıyor. Avrupa Birliği Mevzuatında her ürüne ayrı ayrı izin alınıyor. Olumsuz vakalar karşısında acil müdahale ile gdo’lu ürün piyasadan men edilmektedir.
Ülkemiz geleneksel tarım denetimi ile uğraşırken, GDO’lu ürünlere hazırlıksız yakalanmıştır. Devletimizin alacağı acil önlemler; Ulusal Biyogüvenlik (UBGYT) işlerliği, bağımsız üst kurulların oluşturulması, organları da uzman ve bilim adamlarından teşekkül ettirilmeli, gümrükler de yeterli laboratuvarların kurulması, GDO’lu ithalatların yasaklanması veya AB seviyelerinde denetim,yerli tohumculuğun teşvik edilmesi,GDO’lu ürünlerin üzerine oranları ve muhtelif yan etkileri belirtilmeli, (Sigarada olduğu gibi, sigara bir birim zarar veriyor ise gdo’lar üç birim zarar veriyor.) gibi birçok önlemleri alalım. Aksi takdirde ülkemiz GDO bataklığına dönüşecektir.
Bireysel olarak bizlerin de alacağı önlemler;Organik ürünleri tercih edelim, Yerli Malı kullanalım, bitkileri mevsiminde tüketelim, şüphelendiğimiz ürünleri kullanmayalım veya azaltalım.
Değerli okurlarım, konumuz bir iki sayfa ile anlatılamayacak kadar çok geniş. Daha sonraki sayılarımız da GDO’lara yine değineceğiz. Ben konu başlığına gelmek istiyorum. DECCAL ve DABBE
Rahmetlik Dedemin ninni gibi bana anlattığı kıyamet alametlerini dün gibi hatırlıyorum. Daha sonra lise çağlarımda (1980’lerde) dedemin anlattıklarını düşünür, deccalın şemaili ;cami minaresi seviyesinde boyu, gözü kör gayet kıllı, insan yüzlü, kırmızı tenli, kıvırcık saçlı, dört ayaklı, öküz başlı, domuz gözlü gibi söylediklerini hatırlar ve dedeme gülerdim. Hiç öyle şey olur mu ? diye . Bu gün kitapları karıştırdım. Deccal ve Dabbe kıyametin büyük alametleriymiş.Bütün peygamberler ve hak dinler Deccal ve Darbeyi ümmetlerine karşı uyarıyor, Dünyanın en rezil, en acımasız ve en lanet yaratığı olarak tarif ediliyor.
Yakın gelecek biyotek ve gen çağı olacağı kesin.21. yüzyılda İngiltere, Amerika, Kanada gibi ülkeler hayvanlar üzerinde sperm ve gen transferi ile insan domuz, koyun, Böcek, köpek, at, inek gibi bir çok canlı özelliklerini taşıyan yeni bir hayvan yaratılmak üzere.
Bu yeni yaratığın deccal ve dabbe olma olasılığı bence yüzde doksan dokuz. Ne diyelim biz istiyoruz dabbeyi Allah veriyor kıyameti.
Yazan: Mahmut TAŞDELEN 23.07.2008
çok doğru söylüyon mahmut .korkunç bir çağa giriyok.